sermek

sermek
-er (-i, -e)
1. 分置, 分放在各处, 分别摆(摊)开; 摆开, 摊开, 铺开: çamaşır \sermek 把内衣分着挂起来; 晾衣服 çeyiz \sermek 摆开嫁妆 fotografı masanın üzerine \sermek 把照片摊在桌上 üzümü güneşe \sermek 把葡萄摊在太阳底下晒 yatağı yere \sermek 把床铺在地上 Çınarın altına bir hasır sererek uzandı. 他在法国梧桐树下铺了一张席子, 躺在上面。
2. 使躺下, 撂倒, 使摔倒: Hasmını yere serdi. 他把对手撂倒在地。
3. 铺设(电缆)
4. 转́ 拖延, 延宕: işi \sermek 拖延事情, 玩忽职守
◇ sere serpe 舒适地, 舒服地: Balkonda sere serpe oturabilir. 他们可以舒舒服服地坐在阳台上。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • sermek — i, e, er 1) Kurutmak için asmak Kar gibi çamaşırları serip eve döndü. O. Rifat 2) Göstermek amacıyla asmak veya yaymak Çeyiz sermek. 3) Düz bir yere yaymak Üzüm sermek. Bulgur sermek. 4) Açarak yaymak veya döşemek Çerçeveli çerçevesiz bir sürü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sermek — sabretmek II, 7, 38 kızmak, çıkışmak, sertelmek, sert ve kaba söz söylemek, I I, 38, 39; II I, 181bkz: sar ılmak, sarmak, sürmek …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • Dražen Sermek — Full name Dražen Sermek Country  Slovenia Born January 30, 1969(1969 01 30) Osi …   Wikipedia

  • pöstekisini sermek — (birinin) döverek kımıldamayacak duruma getirmek, pestilini çıkarmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sergi sermek — kurutmak veya göstermek için bir şeyi düz bir yere yaymak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yatak yapmak (veya sermek) — yatacak yer hazırlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • leşini sermek — (birinin) öldürmek Evin içini allak bullak edip leşini gözünün önüne sereyim mi? S. M. Alus …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • öne sermek — ortaya koymak, meydana çıkarmak, göstermek Yendiğimiz orduların bize üstün gelişi, bu çok acı hakikati önümüze serdi. O. S. Orhon …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • postu sermek — gittiği yerde uzun süre kalmak Sabiha Hanım ı eğlendirmek bahanesiyle konağa postu sermiş. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • abayı sermek — 1) (bir yere) istenilmediği hâlde teklifsizce yerleşmek 2) (bir yere) uzun süre yerleşip kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz (veya gözler) önüne sermek — açıklamak, sergilemek, göstermek, tanıtmak Adı duyulmamış, şiiri bilinmeyen gençleri tutar, gözler önüne sererdi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”